KADER DİYEMEZSİN SEN KENDİN ETTİN
Kader mi, İrade mi ? Kader’in ne olduğu ya da ne olmadığı konusuna ilişkin çok çeşitli açıklamalar olsa da, halk arasında alın yazısı anlamında kullanılır. İnsan kaderini kendi mi yazar yoksa yaratıcının ona çizdiği hayatı mı yaşar? Kaderimizi kendi seçimlerimiz mi belirler? Bunlar hayatta yaşarken cevap bulmak zorunda olduğumuz sorular.
Hangi dine inanılırsa inanılsın o inançta Yaradan’ın kader konusunda insana bir seçme özgürlüğü verildiğinden bahsedilir. İnsan bu özgürlüğünü istediği gibi kullanır. Bu esnada yaptığı hataların faturasını kadere yükleyemez. Evet kader diye bir şey vardır. Doğumumuz, ölümümüz kaderdir, deprem kaderdir, sel kaderdir, yani bizim elimizde olmayan şey kaderdir. Ama dere yatağına ev yapmak, sağlam bina yapmamak, alkollüyken araç kullanıp kaza yapmak kader değildir. Eğitim hayatımızın istemeden bitmesi kaderdir ancak hiçbir şey yapmadan sonlanması bizim hatamızdır.
Bu kader değildir. Aynı şekilde tehlikeli bir işte çalışırken gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklanan kaza da kader değildir.
Kader mi, İrade mi ? Kader’in ne olduğu ya da ne olmadığı konusuna ilişkin çok çeşitli açıklamalar olsa da, halk arasında alın yazısı anlamında kullanılır. İnsan kaderini kendi mi yazar yoksa yaratıcının ona çizdiği hayatı mı yaşar? Kaderimizi kendi seçimlerimiz mi belirler? Bunlar hayatta yaşarken cevap bulmak zorunda olduğumuz sorular.
Hangi dine inanılırsa inanılsın o inançta Yaradan’ın kader konusunda insana bir seçme özgürlüğü verildiğinden bahsedilir. İnsan bu özgürlüğünü istediği gibi kullanır. Bu esnada yaptığı hataların faturasını kadere yükleyemez. Evet kader diye bir şey vardır. Doğumumuz, ölümümüz kaderdir, deprem kaderdir, sel kaderdir, yani bizim elimizde olmayan şey kaderdir. Ama dere yatağına ev yapmak, sağlam bina yapmamak, alkollüyken araç kullanıp kaza yapmak kader değildir. Eğitim hayatımızın istemeden bitmesi kaderdir ancak hiçbir şey yapmadan sonlanması bizim hatamızdır.
Bu kader değildir. Aynı şekilde tehlikeli bir işte çalışırken gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklanan kaza da kader değildir.
Genelde beceremediğimiz,
üstesinden gelemediğimiz, katlanamadığımız ne varsa suçlusu belli; kader. Dönüp
kendimize bakmak, sorunla başa çıkmaya
çalışmak, sorunu çözmek için çabalamak yok. Yazdıklarım yanlış
anlaşılmasın. Kadere inanıyorum elbette,
sadece her olumsuz hal ve gidişatı kadere bağlamanın kolaycılık olduğunu
düşünüyorum. Bunu yapmıyor muyuz?
Hepimiz yapıyoruz. Bir yolda
yürüyorsunuz ve karşınıza iki seçenekli bir yol çıkıyor. Bu iki seçenekli yolun
birisi iyi, diğeri ise kötü, siz iyi ya da kötüyü seçme sanşına sahipsiniz.
Gerisi tamamen biraz şans birazda olayların
gelişimine bağlı. Yani kadere. İyiyi seçtiğiniz için iyi olacak diye bir şey yok veya
kötüyü seçtiğiniz için kötü. Diyelim ki
fedakarlık etmeden gücümüzün
yettiği, değiştirebileceğimizi düşündüğümüz şeylerde geri durmuyoruz. O
şeyin olması için peşinden koşuyoruz. Bu durumda başımıza gelen her şey kader değil,
çünkü bazı olayların akışına müdahale
edebiliyoruz. Ama gücümüzün yetmeyeceği
şeylerde veya bedeli çok ağır olan şeylerde ısrar etmiyoruz, müdahale etmiyoruz,
geçiştirmeye çalışırız. Buna da kader diyoruz. Kader bu mudur? Olabilir. Fakat buna karar veren de yine biz oluyoruz.
Kader, hayatımızın
önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,"ne yapalım, kaderimiz
böyle" deyip, boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını
değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir; ama tüm dönemeç ve
sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında
çaresizsin demiş İslam Alimi Şems-i Tebrizi. Hayat çoğumuza toz pembe ve
pamuklara sarılmış gelmiyor. Önemli olan önce bu durumu değiştirmeye çalışmak, çıkış
noktasını, çözüm yolunu bulmaktır. İşin en başından kader deyip de kolaycılığa
kaçmak değil. Demem o ki istediklerinizin
elinizde olmaması kaderinizdir ancak isteklerinizin elinizde olduğu zaman ki
davranışlarınız sizin kişiliğinizdendir, bu kader değildir...
Yorumlar
Yorum Gönder