KALMAK DA GİTMEK DE KAÇ KERE ZORDU?
Gitmek mi zor kalmak mı? İnsanın yaşamında vermesi gereken en zor sorulardan birinin cevabı ya da kararıdır. Buna verilecek cevaplar ise; kimden, neden gidildiğine veya kimde  nede kalındığına göre değişiklikler  gösterebilir.
Sezen Aksu’nun ‘Git’ şarkısını dinlemeyen  yoktur. Şarkının nakaratı ‘Git’ diye başlar devamında ise  ‘Gitme dur ne olursun, gitme kal yalan söyledim’ cümleleri geçer. Git diyenin bile ne istediğini bilmediği bir konudur, gitmek ya da kalmak. Sezen Aksu’nun ‘Git’ parçası konuyla alakalı sadece bir örnek. Baktığımızda  kalmakla, gitmenin arasında geceyle gündüz kadar fark olduğunu görmek mümkün. Verilecek karar duygusal bir ilişkide ise;  giden yeni bir yaşama adım atar, kendine yeni bir yön, yeni bir yaşam arayışlarına çıkar. Uzaklaşmak, kaçmak için gider. Fakat kaçmak bir çözüm müdür? Değildir elbet. Olacakları ertelemekten ibarettir. Üstelik gitmek için insanın kendini bir süredir hazırlaması gerekir. Giden insan bu kararı ben verdim ve arkasında duracağım psikolojisi ile kendini destekleyip ayakta durabilir. Peki ya kalan; kalan ne yapsın? Anılarla, gidenden kalan izlerler, hatıralar dolu bir dünyada  kalanın işi daha zordur. Gideni bekler. Gidenin geleceği beklentisiyle;  günler, haftalar, seneler boyu bekler. Gittiği yerde mutlu mudur? Rahat mıdır? Huzura kavuşmuş mudur? Zihinde dönen bu sorularla düşünür, düşünmekten kendine gelemez. Düşer, kırılır ve iyileşmesi uzun sürer. Kendini hazırlamadığı için uzun zaman gidenin yokluğunu arar. Bazen yaşadığımız şehir ya da ülke de  bir şeylere sıkıldığımızda veya sorunlarla karşılaştığımızda gitmek ister insan.  Karar verip yaşadığı şehirden ya da  ülkeden giderken de tüm alışkanlıklarını geride bırakmış olur. Çevresini,  sevdiklerini,  ekmek aldığı bakkalı, traş olduğu  berberi, çay içtiği kafeyi kısacası her şeyi. Gittiği yerde yeni bir kültürle, yeni alışkanlıklarla yaşamaya başlar. Gelecek zorlukları göze almış olur.  Kalmaya karar verdiği zaman ise gitmeye sebep olacak şeylerle mücadeleyi göze almış oluyor. Bu karar vermeler okul değiştirirken de işyeri değiştirirken de aynıdır. Her karar verme anının kendisine göre getirisi ve götürüsü muhakkak olacaktır.
İnsan yaşamı boyunca  yaradılışından dolayı her şeye alışır zamanla, Alışmak zorundadır . Çünkü hayatın akışı çok çabuk ilerlemektedir.  Yaşamdan kopuk kalmamak için bir şekilde yaşaması gerekir ve zor şartlara alışırda. Nelere alışmadık ki yaşamımız boyunca.  Bir düşünün; sevilen kişilerin ölümleri, aile ortamının rahatlığından kopup gitmeler, sevdiğiniz şehirden, sevdiğiniz işten ayrılmak gibi bir çok şeye maalesef alışmak zorunda kalıyor insan. Lafın kısası;  Gitmek de kalmak da, her ikisi de iki kere  zordur. Giden gitmiştir evet. Fakat giden ne olursa olsun hem giderken düşünür, hem de giderken bıraktığını, yani kalanı düşünür. Kalan da gideni düşünürken; aslında yine kendini düşünür. Gitmek iki kere zordur, kalmak iki kere zordur. Ama mantık ve  duygu uyumunu yakaladıktan sonra ister gider, ister kalırsın. Duygunla mantığın birbiriyle barışık olduğu  zaman kararlarının sonucundan sıkıntı duymazsın. İkisi de kolay gelir. Böylece kararın ne olursa olsun kendi içinde net olursan hafiflikte  duyarsın.

Yorumlar