UMUT İNSANDA
Umut etmek… İnsanın
en zayıf yanı ve en güçlü duygusudur. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yaşama
tutunma çabasıdır. Beklemektir umut. insan umudunu diri tuttukça yaşar. Yarının
çok güzel olacağını düşünmektir. Yarından çok şey beklemektir. İnanmak değildir
bence. Sadece beklemektir. Önemli olan ne beklediğin ya da beklediğin şeyin
gerçekleşebilecek olması değildir. Önemli olan bekleyecek bir şeyin olmasıdır.
Umudu umut yapan tek özelliktir bu. Şartlar ne olursa olsun hayatta kalabilmek
için yapılması gereklidir.
Bazen insanın en büyük düşmanı olabilen
duygudur. Olmayacak, geri dönmeyecek şeyler için umut ettirir ‘Ya dönerse, ya
olursa’ diye. Fakat yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz su kadar, hava kadar muhtaç
olduğumuz şeydir. Bazı zamanlar içimizde yok olduğunu hissedebiliriz, fakat
nefes aldığımız sürece her zaman umut vardır. Umudu olmadan yaşayabilir mi
insan? İnsanlar çok çabuk yitiriyor umutlarını. Hemen pes ediyorlar. peki ya
bunun sebebi ne? Bu cevap üzerinde günlerce aylarca hatta ve hatta yıllarca
düşünmenin bir manası yok. Tek sebebi korkumuz. Arzularımızın önüne
korkularımız geçiyor ve biz de buna izin veriyoruz. Hayatta bir şeyleri
yapmaktan korkuyoruz, yapamamaktan korkuyoruz. İhtimaller üzerinde durmak bile
ürkütüyor bizi. Canımız yanmasın diye insanlardan kaçıyoruz. Ya yapamazsam ya
olmazsa diyerek hiçbir şey yapmıyoruz. Ama böyle davranarak sadece ve sadece
hayatımızı kısıtlıyoruz, sınırlandırıyoruz. Hayata mesafeler koyup duvarlar
örüyoruz. Hayırları göze alamadığımız için evet diyemiyoruz. Göze
alamadıklarımızın bizim hayatımızdan neleri götürdüğünün farkında bile değiliz.
Umut’un bir de hikâyesi vardır ; Dört tane
mum usul usul yanıyordu. Ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmalarını
duyabiliyordunuz... birinci mum dedi ki:
"Ben barış'ım!.. ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında
söneceğim." Alevi hızla azaldı ve
sonunda tamamen söndü. İkinci mum:
"Ben vefa´yım!.. Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. onun için,
bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı." Sözlerini tamamladığında
esen hafif bir rüzgâr onu tamamen söndürdü... Sırası geldiğinde üçüncü mum,
hüzünlü bir sesle dedi ki: "Ben sevgi'yim! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar
beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile
unuttular."
Vefa'da daha fazla beklemeden sönüp gitti... Ansızın...! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü. "Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?" dedi. Ve ardından ağlamaya başladı... o zaman dördüncü mum konuşmaya başladı: "Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben umut'um!" Çocuk parlayan gözleriyle umut mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı...
Vefa'da daha fazla beklemeden sönüp gitti... Ansızın...! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü. "Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?" dedi. Ve ardından ağlamaya başladı... o zaman dördüncü mum konuşmaya başladı: "Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben umut'um!" Çocuk parlayan gözleriyle umut mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı...
Ne olursa olsun
umutsuz yaşayamaz insan. Çünkü insan farkında olmasa bile sürekli umut etme
halindedir. Benim umudum yok artık denilse bile orada, zerre kadar da olsa umut
mevcuttur. Bir şeyi umut edin, düşünün. Mesela şunu yapacağım
diye hayal edin ama asla 'Onu yaptım, sonra ne olur." diye düşünüp sonrası
hakkında hayal kurmayın, yapmanız gereken şey önce onu nasıl başaracağınıza
dair plan kurmaktır ve bunun azıcık hayaliyle yaşamaktır. Başardıktan sonra
istediğiniz gibi hayal kurabilirsiniz, çünkü gerçekleşecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder