YÜK ETME AFFET
Affetmek…En büyük erdem
değil en büyük yetenek. Atalarımız
"İnsan beşer, kuldur şaşar" diyerek insanların bazen şaşırmasını,
yanılmasını hoş görmek gerektiğini
söylemişler. Genellikle affetmenin, nefret edilen kişiyi suçsuz
bulmak anlamına geldiğini düşünürüz.
Oysa affetmek, geçmişteki olumsuz anıların yükünden kurtulmak, olumsuz
duyguların yaşamımızı kontrol etmesine son vermek demektir. Affetmek sanılanın
aksine, bir hatayı görmezden gelmek demek değildir. Geçmişte yaşadığımız deneyimleri
unutmak anlamına da gelmez, tam tersi yaşananları bir ders olarak görmek ve
aynı tuzaklara düşmemektir affetmek.
Affetmek, insanın kendi
kendine verdiği en büyük sınavlardan biridir. Gururunu kırmış, destek vermesi
gereken yerde yarı yolda bırakmış, yalan söylemiş ya da aldatmış birini ya da
birilerini affetmek onlarla tekrar görüşmek anlamına gelmiyor. Ya da onlara
aynı cömertlik ya da iyi niyetle yaklaşmayı da... Onları affetmek tamamen
kişinin kendisi için yapacağı en büyük lütuftur. Onların kırıklıklarını ve
yaralarını yüklenmeden yola devam etmek için. Uzun vadede bu kişinin kendini de
affetmesini kolaylaştırır. Başkasını affedemeyen kendi yanlışları ya da
hatalarını affetmekte de zorlanır ve sürekli kendine hesap sorar ve kendi
hatlarını da büyütür. Halbuki başkalarını affetmek kendini affetmek ve kendiyle
barışık olmanın en güzel temiz yollarından biri.
Nefret yaşamdan zevk
almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Nefret dolu bir yaşam,
mutsuz bir yaşamdır. Gerektiğinde hataları da söyleyeceğiz ki karşımızdaki
kişinin de kendisini düzeltmesini sağlayalım ama kendimizin de hataları
olduğunu, kusursuz olmadığımızı, o kişinin de bizim hakkımızda fikirleri
olabildiğini unutmayarak yapalım! Öfke, kin...gibi duygular insana zarar veriyor
ve affetmemek, affedilmeyeni daha kötü yollara sevk ediyor. Unutmayın ki bir
tane yaşamınız var. Bunu uzun değil, anlamlı ve iç huzuruyla geçirmek
istiyorsanız affedin.
Yorumlar
Yorum Gönder