GEÇ BUNLARI
Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpegündüz? Melahat'ı almışım da sonra Alemdar'a gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat…”  dizeleriyle anlatır Orhan Veli şiirinde dedikoduyu. Dedikodu… Pek çok kimsenin; yapmıyorum, ölsem yapmam, hoşlanmam yapanı da sevmem vb. gibi çıkışlarla karaladığı ve fakat pek çok insanın da yaptığı davranış. İş ortamı, okul ortamı, akraba ilişkileri, apartman hayatı, mahalle hayatı, hatta aile hayatında bile dedikoduya rastlamak mümkün.  Kaçış yok bundan. Her ne kadar kadınların daha çok dedikodu yaptığı  söylense de erkeklerin de bu alandaki başarısını da göz ardı etmemek lazım.
Ne çok seviyoruz başkaları hakkında konuşmayı, ne çabuk dedikodu paydası altında toplanabiliyoruz hayret. Birinin arkasından konuşmak, canını okurcasına eleştirmek, hakkında konuşulan kişinin o ortamda bulunmamasından ve kendini savunamayacak olmasından faydalanmak, ne kadar kolay değil mi? Birinin dedikodusunu yaparken kendinizin de dedikodusunun yapılacağını unutmayın. Kendinize sorun; dedikodunuzun yapılması hoşunuza gider mi? Giderse  devam edin ama gitmiyorsa kimsenin arkasından da atıp tutmayın. Sizi önemseyen insanlara nankörlük etmeyin. Üstelik konusu ne olursa olsun zayıf karakterli insanların yapacağı iştir dedikodu. Fikir tartışamayacak ya da fikir tartışmalarına, düşünmeye üşendiği için girmekten kaçınan insanların boş muhabbetidir. İnsan ilişkilerine zarar verir. İnsanları zor durumlara düşürür.

Dedikodu arkasından konuşulan kişinin sadece olumsuz yönlerinin anlatılmasından ibaret değildir. Hayal gücünün kullanıldığı bir senaryo yönü de vardır ve içinde yalan da barındırır. Eğer bir insandan rahatsızlık duyuyorsanız dedikodusunu yapmak yerine hayatınızdan çıkartın. Mesele bu kadar basit.  Yapılan sizin dedikodunuz mu? Varsın yapılsın, umursamayın.  Söyleyecek sözünüz  Orhan Veli’nin şu dizeleri olsun: ‘Geç bunları, anam babam geç bunları, bir kalemde, bilirim ben yaptığımı.’

Yorumlar