ZORUNDA KALARAK MI..? İSTEREYEK Mİ?..
Hepimizin bildiği bir söz vardır ‘Değişmeyen
tek şey değişimdir’* diye. Malum insan yaşamında ne varsa zaman içerisinde
her şey değişiyor. Şehirler, semtler, sokaklar, insanlar, düşünceler… ve daha
neler neler… Boşuna ‘değişmem ben’ nutukları atmaya da gerek yok. Yaşanılan her
an birbirinden farklıyken değişmenin imkansız olduğunu savunmak da pek akıl
karı değil çünkü.
Genelde değişim sözcüğü bizde pek de olumlu bir kavram olarak algılanmıyor.
Hatta birine sitem edildiğinde ‘Sen çok değiştin’ cümlesini sıklıkla duymak mümkün oluyor. Sadece kötü manada mı değişilir peki ? Bireyin
kendini değiştirmek için uğraştığı ve başardığı, güzel sonuçlar aldığı şeyler
hiç mi olmaz, olamaz? Kendinde
sevmediği, yanlış bulduğu şeyleri değiştirmeye çalışan insana saygı duymak
gerekir. Çünkü çoğu insanın yapmaya
cesaret edemediği şeyi yapmış, kendine eksik olan tarafını itiraf etmiştir.
Yenilenmek için fırsatı olmuştur yani.
Elbette ki hangi konuda olursa olsun zordur değişmek.
Davranışların değişmesi, değerlerin değişmesi, tepkilerin değişmesi, rollerin
değişmesi, algıların değişmesi birbirinden ayrı olmaz. Bu nedenle değişmeye
yönelik her hamle önemli bir hamledir. Hayat
içerisinde yaşadıklarımız, yaşayamadıklarımız, gördüklerimiz, göremediklerimiz
bize bir şeyler kazandırıyor ve bizden bir şeyler götürüyor. Bazen bir şeyler
buluyoruz... Bazen bir şeyler kaybediyoruz... Bulduklarımızı unutup ilk defa
karşılaşıyormuş gibi başa sardığımızda oluyor... Hatırladığımızda... Bazen uysal
oluyoruz... Bazen de intikam alacak kadar gaddar... Seviyoruz... Nefret ediyoruz... Bazen
duruyoruz... Bazen hareketi seçiyoruz. Dün bize tüm hüznümüzü unutturan yöntem
bugün çok anlamsız da gelebiliyor. O ya da bu şekilde; yaratılıştan bu yana hiçbir
gün birbirinin aynısı değil. Pek çok hatalar ve pek çok doğrular yapıyoruz. Bazı
insanlar sadece doğrularını, bazı insanlar da sadece hatalarını düşünerek
yaşıyor. Önemli olan ise her ikisinin de
farkında olup ona göre davranmak.
Yorumlar
Yorum Gönder