MÜREKKEBİN AKTIĞI YER
Dönem ödevini yapmak ya da öğretmenin hafta
sonu için verdiği dersi araştırmak için kütüphaneye gitmiş, kütüphanede zaman
geçirmiş şanslı nesildenim. İçinde bulunduğumuz hafta Kütüphane Haftası.
Teknoloji ve bilişim çağındayız malum. Artık bilmediğimiz ya da merak ettiğimiz
her türlü bilgiye akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlardan tek tuşla ulaşabildiğimiz
için kütüphaneler eski popülerliğini
kaybetti. Popülerliğini kaybeden bir
diğer konu ise hayatımıza giren akıllı telefon/tabletler yüzünden okumaktan
uzaklaşıyor oluşumuz. Sosyal medya uygulamaları dediğimiz programlar başta olmak üzere sanal oyunlar ve diğer uygulamalar sayesinde
hayatımızın olmazsa olmazı haline gelen
akıllı telefonların elimizden düşmesi artık pek de mümkün değil. Gece onunla
uyuyup, sabah onunla uyuyoruz, işe giderken, yemek yerken, dost ortamlarında
iken yolda yürürken bile elimizden düşmüyor.
‘Ben
akıllı telefondan, ya da tabletten kitap, dergi ve gazete
okuyorum’ denmesi mümkün elbette.
Fakat bu konuda bilinmesi gereken bir detay var. Göz sağlığı açısından tablet veya akıllı telefonlardan kitap
okumanın zararlı olduğu bilimsel açıdan kanıtlanmış durumda. İlave olarak ekrandan okumak için yaptığımız duruş
bozukluğu da zararlar arasında
gösteriliyor. Okumamaya bir başka bahane
olarak ‘fiyatları çok pahalı’ eleştirisini duymak da mümkün. Evet olabilir ama bunun da çözümü var.
Öncelikle şunu söylemek isterim; akıllı telefonlarımızdan konum bildirerek popüler
bir mekanda içtiğimiz çayın ya da kahvenin fiyatından çok da pahalı değiller
bir kere. Sahaf dediğimiz ikinci el dergi ve kitapların satıldığı dükkanlardan
uygun fiyata istediğimiz kitapları almak mümkün. Böylelikle sahaf kültürünü de
yaşatmış oluruz. Bununla beraber
haftasını kutladığımız kütüphanelere üyelik yaptırdığımızda ise istediğimiz
kitabı/dergiyi ücretsiz almak da imkan dahilinde.
Okumayı sadece roman okumak olarak algılamak ise en büyük yanılgılardan biri olur. Bilim,
felsefe, tarih, kültür&sanat, siyaset, spor, uzay ve daha nice sayamadığım
konular hakkında yazılmış yön verici faydalı, tecrübe kazandırıcı kitaplar,
dergiler olduğunu da bilmek gerekiyor. Okumak;
kendini yaşamak, kendini bulmaktır. Kendi dünyanın dışına çıkmaktır. İnsanın
yaşadığı andan kopup başka anlara şahit olmasını sağlayan, asla göremeyeceği
yerleri gösterip, asla sevemeyeceği insanları sevdiren, yaşamın birçok gizini
barındıran hayat/yol arkadaşıdır. Ayrıca okuyan kişiler, çok okumanın
beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için,
kendilerini hissettikleri gibi ve net ifade edebilirler ve etkileyici konuşarak
hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri
güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. En önemlisi,
geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar.
Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır. Okuma oranının arttığı
kütüphanelerin yeniden eskisi gibi dolu günleri görmeyi umut edip, yazımı Sosyolog/Yazar Ali Şeriati’nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum; ‘Okuyun, diyor okuyun! Zira mürekkebin
akmadığı yerde kan akıyor…’
Taze basılmış kitap kokusu, tozlu raflardan inen ve yıllara meydan okumuş kitap kokusu 🙂. İyi ifade etmişsiniz. Bol okumalı grupların olduğu anlar olsun.
YanıtlaSil