AHMET ÜMİT: YAZILMAYI HAK EDEN BİR COĞRAFYADAYIZ...


Ahmet Ümit'le son kitabı Elveda Güzel Vatanım'ı, Başkomiser Nevzat'ı, edebiyatı, projelerini konuştuk.


1-Yeni romanınızda İttihat ve Terakki üzerinden anlatıyorsunuz. Bu dönemi seçme sebebiniz nedir?

Bugünü seçmemizin sebebi aslında ülkenin içinde bulunduğu bugünkü durum. Ve görünen hiç iç açıcı değil. Sadece bugün değil, Cumhuriyet’ten bugüne geçirdiğimiz zaman sürecince konulan hedeflere bir türlü ulaşılamadı. Yani ne bir ağır sanayi yapabildik, ne bir zenginlik, refah seviyesini aşabildik. Ne gelişmiş bir demokrasiyi kurabildik ne de iç barışı sağlayabildik. Süreç ne yazık ki olumsuzluklarla devam etti. Bir yazar ve aydın olarak bunun nedenlerini düşünüyorum. Ve dönüp biraz tarihe baktığım zaman, bugün yaşadığımız sıkıntıların nedenlerinin büyük oranda yakın tarihimizde gizli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de Osmanlı’nın yıkıldığı, 1. Dünya Savaşı’na girdiğimiz dönemin önemli olduğunu düşünüyorum. Okuyup anlayıp o dönemi aktarmak anlatmak istedim.

2- Kitaplarınız da tarihsel konulara ve cinayet konusuna yer veriyorsunuz. Bu konuda da yazmalıyım diye düşündüğünüz bir konu var mı?

Yazmayı istediğim birçok konu var aslında. Özellikle bu toprakların olağanüstü bir tarihi var. Yazılmayı çok hak eden bir tarih bu. Bir tek tarih de yok. İzmir’in, Nemrut’un, Kapadokya’nın tarihi de öyle, Antep’in tarihi de öyle. Ömrüm olursa hepsini yazmayı istiyorum aslında. Elveda Güzel Vatanım’ı yazarken İttihat ve Terakki fikrim yoktu. Ben de yazarken öğreniyorum. Önemli bilgileri bu yazım sürecinde kullanıyorum. Ben öğrendikçe insanlar da benimle beraber öğreniyor. Ve bu çok değerli bir şey.

3- Romanlarınızda çoğunlukla şehir ve polisiye arasında bir bağ kuruyorsunuz, genellikle de İstanbul şehri üzerinden kurgulama sebebiniz nedir?

18 yaşından beri İstanbul’da yaşıyorum ve İstanbul’u seviyorum. İstanbul’u iyi tanıyan bir yazar olarak İstanbul’u yazıyorum ve yazmaya en elverişli şehir burası. Bir şehri yazacaksanız İstanbul’u yazmalısınız. New York da Paris de İstanbul gibidir. Ama hiç birinde o tarihsel derinlik yoktur. Bu tarihsel derinliğin kendisi bir yazar için çok iyi bir malzemedir. Her sosyal kesimden insanlar, tüm renkleriyle İstanbul’da. Suç da tabi ki çok fazla ve çok fazla suç çeşidi var. Bunların hepsi bir yazar için malzeme.

4- Romanlarınızda yarattığınız kahramanlara kendinizi benzettiğiniz oldu mu? Oldu ise bu Başkomiser Nevzat'mı?

Yazmış olduğum 24 kitapta yer alan, yarattığım tüm karakterlerin hepsi benim aslında. Özellikle Başkomiser Nevzatı çok seviyor insanlar. Ben de çok seviyorum.

5- Sizce neden Türkiye'de polisiye romanı diğer türlere göre daha az ilgi görüyor

Türkiye’de polisiye roman eskiden çok fazla ilgi görmüyordu doğru. Ama biz romanı batıdan aldık. Bizim türlerimiz destanlar, masallar, efsaneler ve şiir. Polisiye roman da batıdan geldi. Önceler de batı da polisiye romanı küçümsemişti ama 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı, Polisiye romanın hakkını iade etti. Ülkemizde de Sis ve Gece romanımla beraber polisiye romana ilgi arttı. Çünkü ben iyi polisiye iyi edebiyattır sloganından yola çıktım ve hem teknik olarak bunu savundum hem de yazdığım romanlarda buna dikkat ettim. Yazdığım romanın bir polisiye olması kadar iyi de bir edebiyat eseri olması benim için değerliydi. Bunu savundum ve o haksız önyargı bugün artık kırıldı. İnsanlar artık polisiye okuyorlar.

6-Başkomiser Nevzat karakterini çoğu romanınızda baş karakter olarak görüyoruz, bunu polisiye anlatının dünyadaki örneklerinin bir benzeri olarak mı sunuyorsunuz?

Aslında benim tüm romanlarımda Baş Komiser Nevzat yok. Ama bazı romanlarda Baş Komiser Nevzat’ı kullanacağım. Nitekim bundan sonra gelecek olan kitabımda olacak ama elveda Güzel Vatanım’da yok. Çünkü hep aynı romanları ve aynı karakterleri yazmak beni sıkıyor. Yazacak olduğum kitaplarımda olay örgüsü ve konu çok ağırsa, karakterleri yeniden anlatma çabasından kurtulmak için Baş Komiser Nevzat’ı kullanıyorum. Sonraki kitabımda anlatacağım Pergamon çok güçlü bir hikâye. Orada da Nevzat’ı yine kullanacağım.

7-Yakın zamanda kitaplarınızdan birinin filme çekilme ihtimali var mı? Romanlarınız film uyarlamasına uygun mu? Çekilecek bir filmde Başkomiser Nevzat karakterini kimin oynamasını isterdiniz?

Kukla kitabımı filme çekeceğiz. Onun sözleşmesi yapıldı. Orada gazeteci Adnan var. Doğan ve Abbas karakterleri de var. Yakında çekilecek olan bu film muhtemelen büyük bir yapım olacak bir aksilik olmazsa. Baş Komiser Nevzat da er ya da geç filme çekilecek gibi. Çünkü sinemaya yakın bir hikayesi var. Ve karakter olarak da sinemaya çok uygun. Bundan da mutluluk duyarım. Dizileri çok sevmiyorum. Basit buluyorum.

8-Yeni çıkacak kitabınızın konusu ne olacak. Tarihi romanlar devam edecekmi?

Sonbahar’da kısa bir romanım çıkacak. O günümüzü anlatan bir çalışma olacak. Suriye ve göçmen sorunlarını anlatacağım. Ama bir sonraki Pergamon tarihi bir roman. Ondan sonrakini şu an bilmiyorum ama tarih romanlarımda hep olacak. Tarihten vazgeçmeyeceğiz.

9-Başkomiser Nevzat'ın maceraları devam edecek mi?

Başkomiser Nevzat’ın daha karısıyla kızının katilini bulacağız. Tabi ki devam edeceğiz.

10- Sosyal medyayı sık kullanan isimler arasındasınız. Okuyucu ile aranızdaki ilişkiyi nasıl bir boyuta taşıdı bu mecra.

Müthiş yararlı. Çok iyi kullanıyorum. Abuk sabuk konuşanları da engelliyorum. Onlar da zaten bulaşmıyor bir daha. Onların derdi bulaşmak. Ben özellikle romanımın araştırma kısmında, yaptığım paylaşımlardan insanların haberi oluyor. Bergama’yı yazacaksam oraya gidip, fotoğraflar paylaşıyorum. İnsanlar da bunu biliyor. Okurlarla çok daha yakın ilişki kurabiliyoruz. Bana ulaşabiliyorlar. Cevap vermem gerekenlere cevap verebiliyorum. Kitabın etkisini de bir haftada görebiliyorum. Çünkü herkes yorumlarını yazıyor.

Yorumlar