Yaşadığımız çağda hepimizin şikayetçi olduğu insanlar arasındaki iletişim kopukluğunu son teklisi ‘Boşver Geçer’ ile notalara dönüştürüp gitarıyla seslendiren Efe Dikmen ile müzik ve yaşam üzerine bir söyleşi gerçekleştirdim. İyi okumalar.
Müziğe başladıktan sonra ara vermişsiniz. Sonrada geri dönmüşsünüz. Müziğe ara vermenizin sebebi neydi ve geri dönmenize ne sebep oldu?
Doğru, müzik yapmaya 10 yıl kadar ara vermek durumunda kaldım. 2012’de üniversiteden mezun olduktan sonra aile işimizle meşgul oldum. Sonrasında batışlar çıkışlar ve kurumsal iş hayatı derken bir süre uzak kaldım. Ama sanırım böyle şeylere bulaşan bir daha kurtulamıyor. Bir gün yeniden döneceğim hayalini hep kuruyordum. Dönüş zamanımın özel bir sebebi yok. Sadece o dönem şartlar uygun gibi göründü.
Müziği bıraktığınız dönemle, yeniden başladığınız dönem arasında ne gibi farklılıklarla karşılaştınız? Aradaki farklar sizi nasıl etkiledi?
Bıraktığım dönemde bu kadar dijitalleşme yoktu. Bunu her anlamda söylemek mümkün. O dönemlerde eski grubum Nev-i Şahsına Münhasır ile albüm yayımlama hayalleri kurmuş ve bazı şarkılarımızı sahnelerde çalma fırsatı bulmuş olsak da yayımlama konusunda herhangi bir şey yapmamıştık. Bireysel olarak bana o dönem yayım konusu daha zormuş gibi geliyor. Şimdi bağımsız yayım gibi bir şans var, birçok platform var. Ama sanırım o döneme göre ses duyurmak daha zor. Detaylı bir kıyas yapamasam da dijital çağda aynı zamanda bir müzik dinleyicisi olarak şunu söyleyebilirim; tüketim daha hızlı. Ve sanki daha değersiz.
Efe Dikmen kimdir? Kendini nasıl ifade eder ?
Efe Dikmen sevdiği şeyleri yapmaya çalışan, anlık mutluluklar yakalamaya çalışan biri :)
Türkiye’de ilk kez müzik ve edebiyatı buluşturan Yazar Gülşah Elikbank’ın "Âşıklar Gece Ölür" kitabından hareketle ortaya konan sekiz şarkılık albüm, 'novel soundtrack' projesinde yer aldınız. Nasıl bir duyguydu?
“Novel Soundtrack” projesinde yer almaktan gerçekten çok mutluyum. Süreç içinde projenin içinde yer almanın verdiği heyecanın yanı sıra güzel dostluklar kurmak da harika hissettirdi.
Yeni şarkınız “Boşver Geçer”in hikayesini anlatırken “Boşver Geçer” benim kendimi depresif hissettiğim bir dönemde yazıldı. Şarkı bir nevi kendimle monoloğum aslında. Herhangi bir sorunumu insanlara anlattığımda bana “Boşver geçer” denmesinden çok hoşlanmıyorum. Biraz da bununla dalga geçtim.” Demişsiniz. Biz birbirimizi dinlemiyor muyuz?
Biz birbirimizi duyuyoruz sadece. İşimize gelen ya da ilgimizi çeken şeyi dinliyoruz. Ben mesela küçük yaştaki çocuğu bir şeyler anlatırken dinlemeyen ebeveynler bile gördüm. Üstelik sayıları o kadar çok ki.
Esasında sesimizi duyurmaya çalışma çabamız küçük yaşlardan geliyor. “Boşver Geçer” de aslında monolog şeklinde kişinin kendisine sesini duyurmaya çalışmasının anlamsız olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bir de kardeşi var o şarkının “Boşluk”. Orada kendi kendine derdini çözememiş birinin, dert edinmesine sebep olanlara küfretmek istemesini nezaket çerçevesinde şarkı olarak dinliyoruz :) Tabi etrafımızda vardır o nezaketi hak etmeyenler muhakkak :)
Bu soruyla bağlantılı olarak sorayım insanlar artık sosyal medyada kendini daha iyi ifade ettiğini düşünüyor. Sizin sosyal medyaya bakışınız nasıl?
Sosyal medya günümüz magazin haberleri gibi. İnsanlar hakkında haberdar olmak için güzel mecra ama ifade konusunda çok katılmıyorum. Hemen hemen her sosyal medya platformunu kullanıyorum. Ama doğru kullanıldığını düşünmüyorum. O işlere bile algoritma girdi. Artık sadece öne çıkmaya çalışan insanlar görüyorum.
Yeni projelerinizden bahsetmeniz mümkün mü?
2023 için plan yapmadım aslında. “Boşluk” bu sene içinde beni ciddi anlamda en fazla tanımlayan şarkı oldu. Hem hissettiklerim hem de müzikal açıdan. Yeni dönemde planlanmış ve üzerinde çalıştığımız iki şarkı var şu an. Biri “Nedense”nin devamı niteliğinde, benzer sounda ve hikayeye sahip. Diğeri şimdiye kadar yaptıklarımdan çok farklı. Ama yayın konusunda hiçbir fikrim yok şimdilik.
Klasik sorumdur. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?
Kafamda çok ütopik bir dünya var. İnsanların tamamen özgür olduğu, net olduğu, kandırmaların ve yalanın olmadığı, hakkı olmayanın bir yere gelemediği, çocuklara ve kadınlara hiç zarar gelmeyen bir dünya. Mümkün olsa bunu sağlardım.
Yorumlar
Yorum Gönder