İki elini birden aynı anda kullanarak yaptığı resimlerle İtalya’da tanınan ve kısa bir süre önce beşinci kişisel sergisini açan Ressam Lara Tunna ile resim ve sanat üzerine konuştuk. İyi okumalar.
Resime olan tutkunuz ne zaman başladı? Sanatsal yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Kendimi bildim bileli… Tutkudan ziyade bir iletişim biçimi benim için. İfade biçimi. Yani sanatla uğraşmadığımda ihtiyaç duyuyorum, eksikliğini hissediyorum. Kısacası kendimi buluyorum, sanatla uğraşınca iyi geliyor bana.
Dahilik belirtisi sayılan her iki elini de maharetle kullanabilen insanlardansınız. Resim yaparken bu özelliğinizden faydalanıyorsunuz. Hatta Aslı Atasoy ile yaptığınız röportajınızda İtalya’da insanların sokakta sizi durdurup ‘Sen o Leonarda da Vinci gibi resim yapan kız değil misin?’ diye sorduklarını söylemişsiniz. ‘Ambidexterity(her iki elini de eşit derecede kullanabilme) yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
Ben böyle doğdum. Sağ ya da sol el tercihim yoktu. Fakat hatırlıyorum, ilkokulda sağ elimi kullanmam konusunda beni çok yönlendirdiler. 6-7 sene öncesine kadar sol elimi de kullanabildiğimi unutmuştum. Bir gün Leonardo da Vinci’nin hayatını okurken “iki eliyle eşzamanlı olarak ayna yazısı yazabiliyordu” cümlesi bana her şeyi hatırlattı. Hemen iki kalem alıp denedim, baktım oluyor. 3 yaşımda evin duvarlarına yaptığım simetrik resimlere varana kadar her şey hafızamda geri geldi o an..
Ambidexterity sanatçı olarak karşılaştığınız zorluklar ve avantajlar neler? Bu yeteneğinizin sanat kariyerinize etkisi nedir?
Zorluk yaşadım diyemem. Avantajı oldu, simetrik tablolarımı oluşturabildim. “Karma” adını verdiğim serideki çalışmalarımı iki elli eşzamanlı teknikle farklı şekillerde üretebildim. Kariyerime etkisi, kısa sürede kolayca fark edilmemi sağlamış olabilir. Çünkü bu özelliğin sıra dışı ve az rastlanır olduğu söyleniyor. Ama benim dünyam, normalim bu.
Hangi tür resimlerde Ambidexterity'nin en çok faydasını gördünüz?
Ambidestra olmam simetrik figürler ve geometrik şekilleri birleştirip orijinal eserler çıkarmamı sağladı. Line art ile simetrik figürler çizerken dinleniyorum. Geometrik şekillerin formlarını değiştirerek iki el senkronunu kullanmakta farklılık katıyor.
Bazı sanatçılar iki ellerini aynı anda kullanmanın dikkat dağıtıcı olduğunu söylüyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Neden dikkat dağıtsın ki zaten ayrı çalışıyor iki taraf. Fakat şunu söyleyebilirim. Eğer tabloyu iki elimi aynı anda farklı şekilde kullanarak yaparsam sonrasında dinlenme ihtiyacı hissediyorum; fakat simetrik bir tablo yaparsam hele bir de müzik eşiğinde yaparsam aksine sanki beynine masaj yapılıyormuş gibi dinlendiriyor beni.
Eserlerinizde sıklıkla kullandığınız konseptler ve temalar nelerdir?
Portrelerimi yaparken saçları çiçeklerle, figürlerle yapıyorum. Uçuşan düşüncelerin görselleşmesi gibi geliyor bana. Sonra semboller kullanıyorum. Mesela bize ömür boyu kalacakmış gibi gelen durumların saniyeler içinde yok oluşunu renk renk sabun köpükleriyle anlattım.
Sanatsal dilinizi oluştururken nelere önem veriyorsunuz?
Duygu yaratmasına. İlk sergimde tablolarımdan birinin karşısında hüngür hüngür ağlayan bir adam vardı. Anlattı ki tabloda anlattığım hikaye sayesinde ilk kez çocukluğundaki aile hayatını annesinin gözlerinden görebilmiş fakat artık annesinden özür dilemek için çok geçmiş çünkü annesi genç yaşta vefat etmiş. Hem üzüldüm hem sevindim. Demek ki gerçekten iletişim kurup anlatabilmişim istediklerimi.
Toplumsal veya kültürel konuları eserlerinizde ele alır mısınız?
İsteyerek değil. Yani amacım hiç değil ama portreleri yapıp yaşanmış hikayeleri anlatırken ucu mutlaka toplumsal kültürel konulara dokunuyor. Mesela doğuştan engelli bir kızın hikayesini anlatırken aslında benzer kaderi paylaşan bir çok kişinin de sorunlarına değinmiş oldum.
Sanat piyasasındaki trendleri ve gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz?
Hiç takip etmiyorum desem :). Enteresan sergi ya da aktiviteler olunca gidiyorum. Mesela en son Olafureliasson’un sergisine gittim. Değişikti.
Fakat dijital sanat ve NFT dünyasını ilginç buluyorum. Tüm dünya teknoloji devrimi yaşarken sanatta bundan nasibini alacak gibi duruyor.
Ressam olarak nasıl bir kariyer hayaliniz var? Yeni projelerinizden bahseder misiniz?
Kalplere dokunup güzellik katayım isterim. Benim için tatmin edici oluyor sanatla iletişim kurabilmek. Düşünün; aslında bir insanın hayatına kalıcı bir güzellik katmak hem çok kolay hem de çok zor. Bir çok insanın hayatına kalıcı olarak güzellik katabilirsem ne mutlu bana.
Ressam olmayı düşünen gençlere veya yeni başlayanlara verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Sanatçılık aslında bir çeşit gerçeği bozma filtresi. Yani gerçek olanı başarı ile işleyip bir form verirseniz “zanaatkar” olursunuz. Fakat her gerçek sanatçının bir parmak izi vardır. Gerçek olanı kendine has yöntemlerle anlatır. Her kim yeni başlıyorsa gerçekten hayal etmeye ve üretmeye çalışsın. Bence ancak bu şekilde sanat ilerler. Kendi kimliğini bularak.
Röportajlarımın klasik sorusudur. Size de sormak istiyorum. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?
Ben küçükken resmî dairelerde ışık düğmelerinin üstünde “lüzumsuzsa söndür” yazardı. Hayata dair çok ironik bulmuşumdur bunu. Sihirli bir değneğim olsa dünyada genel anlamda lüzumsuz olan her şeyi söndürürdüm. İronik değil mi sizce de?
Yorumlar
Yorum Gönder